Bir kadını öpmek

Eğer bir kadının neresinden hoşlandığını bilmeden öptüysen o kadını öpmüş sayılmazsın.

‘’Bir erkek ile mutlu olmak istiyorsan onu anla, sevmesen de olur. Bir kadın ile mutlu olmak istiyorsan onu sev, anlamasan da olur.’’ Bu acımasız sözleri yazan ünlü yazarın Hristiyan bir (Pilgrimage) hacı olması ve Eski Ahitte kadınının Adem’in (erkeğin) kaburga kemiğinden yaratıldığının yazdığı için ve buna inanmasından kaynaklanıyor olmasın.

Her insan farklıdır. Tek yumurta ikizlerinin yüzleri, fizikleri bir birine benzerken duygusal dünyaları öylesine farklı olabiliyor ki şaşırırız. Her bir insan diğerinden farklıdır. Her biri diğerinden farklı insanların hislerini tek bir çuvala koyarak bu kadar kötü tarif eden birinin sevgiden yoksun olduğu ve ancak sevgiyi bilmeyenlere hitap edebilir.

Bir erkeği annesinin bebeğini sevdiği gibi seveceksin. Bir kadını yağmurdan koruyarak, güneşte gölgesi olarak, yarı yolda asla bırakmayarak, gözünden esirgeyerek seveceksin.

İnsanların duygu dünyalarını anlamak için sevgiyi doğru tarif etmek gerekir. Aşk, sevgi ve tutku gibi. Tutku ve tutkulu insan söylemi kulağa hoş geliyor olabilir ama aslında tutku, aşk ve sevginin karşıtı hatta düşman duygularıdır. Tutku, tutsaklıktan gelen tehlikeli, bencil ve tüketici ve sadece tutkusunu kullanan insana hizmet eden bir araçtır.

İlk nefesimizi aldığımız, daha hayata gözümüzü açtığımız ilk andan itibaren bir kadına muhtaç olan erkeğin kadını anlamak, sevmek arasında bir çelişkiye zorlanması, paylaşım yerine bencilliği, sevgi yerine katlanmayı, hayatı ortak yaşamak yerine yalnızlığa itmesidir.

Bir erkek için kadını anlayabilmek gerçekten bu kadar çok mu zor. Yoksa kendilerine, kendilerine olan güven eksiklerinin bir bahanesi mi? Kadın beyni, erkek beyni diye furyalara kapılanların bilmesi gereken tek şey farklı olmasından doğal ne var.

Kadınlarla erkeklerin beyin yapıları bir birinden hem hacimsel hem de hormonal ve sinaptik olarak tabi ki farklıdır. Erkek beyninin hacmi daha büyüktür. Ama kadınların mucizevi hormonu östrojen sayesinde sinaptik ağına erkek beyni yaklaşamaz bile. Ama bu durum duygusal dünyalarını farklı kılan bir durum değildir.

Sevgi yerine tutkuyu sevgi diye yorumlayanlar tutkunun ne kadar yorucu ve ne kadar yıpratıcı bir zihin olayı olduğunu bilmiyorlar. Tutku elde etme, elde ettikten sonra bunun hazzını alıp ilgisini kaybetme ve daha sonra o hazzı yeniden yaşamak için yeni birine, yeni bir arayışa geçmedir.

Tutku ve aşkın büyük çekişmesinde tutkunun olduğu yerde aşkın esamesi bile okunmaz. Bu sadece kadın-erkek ilişkilerinde değil aynı zamanda işine aşık ya da işime aşığım diyen insanlar içinde geçerlidir. Buda tutkunun farklı bir yerde ve dünyada bulmasıdır. Eğer bir yerde tutku işin içine giriyorsa artık orada sevgiden bahsedemeyiz. Bunu iş yaşamımızda da sıkça görüyoruz.

Sevgi ve aşk ne kadar sıcak bir masumiyet ise tutku aşk yolunda şarampole uçmaktır. Tutku elde etme, başarma, sahip olmaya dayalı her hangi bir kuralı olmayan savaştır.

Aşk ile sevgi bir birinden güç alan iki ayrılmaz ikilidir. Aşk sevginin gün doğumu, sevgiye giden bir köprüdür. Aşk mı sevgimi diye sorularla hepimiz karşılaşmışızdır. Neden birini tercih etmeye çalışalım ki bırakalım beraber yaşasın sevgi ve aşk.

Aşk eğer sevgiye dönüşebiliyorsa demek oluyor ki bir birinden çokta uzak duygular değiller. Sevgi güçlü bağ demektir. Aşk bir duygu patlamasıysa tıpkı Big Bang gibi sevgiye de elverişli bir ortam yaratacaksa aşk sevgiden uzak bir ihtimal değildir.

Aşkın içinde cinsellik hep vardır, olacakta. Cinselliğin içinde de duygular varsa gerçektir. Duygusuz bir cinsellik sadece hayvani karın doyurmaktır. Piramidin neresinde olursa olsun duygusuz bir cinsellik eksilmedir.

İşte burada sevgi değil tutku varsa cinsellik ilk hedeftir. Sahip olmak ve o kudrete erişmek kendini ispat etmek, aşağılık duygusundan sıyrılmaya çalışmaktır.

Tutku hiçbir zaman sevgiye dönüşmeyecektir. İşine tutkuyla bağlı ya da bağlıydı denen insanları şöyle bir gözünüzün önüne getirin, yardımseverliğini, paylaşımcılığını, başarıyı etrafındakilerle paylaştığını hiç gördünüz mü? Ya başarısızlığı! Bunu hemen paylaşırlar.

Tutkuda kıskançlık vardır. İnsancıl tüm duygulardan arınmış makyavelist bir hayattır tutku. Dengesizlik, güvensizlik, yalan vardır içinde. Tutku romantizm değildir. Romantizm sadece hedefe giderken kullanılan bir araçtır.

Gabriel Garcia Marquez’in ‘’Kolera günlerinde aşk’’ kitabında anlattığı aşk değil elli yıl bile geçse sönmeyen bir tutkudur. Ya Leyla ile Mecnun, Ferhat’ın dağları delmesi aşkından mı tutkusundan mıydı. Anna Karenina’nın Vronski’ye hissetiği aşk mı tutkumu yoksa aşık Levin ile Kiti midir. Balzac’ın hem kendi hayatı hem romanlarında anlattığı nedir.

Günümüzde hala kadınlar irdelenmeye, erkekle kadının eşit olmadıklarına modern cümleler ile kanıtlar uydurulmaya çalışılıyor. Farklı olduklarını kanıtlamak içinde kadın beyni-erkek beyni gibi kılıflar bile bulunuyor. Oysa modern insanlık tarihinde ekip dikmeyi, tarımı, yerleşik hayata geçmeyi kolaylaştıranlar da kadınlar olmuştur. Bir kadınla bir erkeği ayıran şey ile iki erkeği de bir birinden ayıran şey aynı şeydir yani karakter.

Dini metinler kadınları ikincil bir varlık olarak mı anlatıyor yoksa dinlerin ipini hep ellerinde bulundurmuş olan erkekler mi bunu söylediler bize. Tevrat kadının Ademin kaburga kemiğinden yaratıldığını dahası kadın erkeğe yardımcı olması için yaratıldığını “Tekvin 898:88; Adam tüm sırlara ve göklerin kuşlarına, her kır hayvanına ad kodu fakat adam için kendine uygun bir yardımcı bulunamadı. Yaratıcı Rab adam için bir derin bir uyku getirdi ve o uyudu ve onun kaburga kemiklerinden birini aldı ve yerini etle kapladı ve Rab yaratıcı adamdan aldı kaburga kemiğiyle bir kadın yarattı ve onu adama getirdi” diyor. Diğer tüm dinler bu sözleri değiştirip aynı yorumu yapmışlardır.

Erkekler de kadınlar kadar sevilmeyi isterler hatta belki daha çok. Babaların kız çocuklarının kendilerine düşkün olmasından çok mutlu olmasının sebeblerinden biri de sevilme istekleridir.

Bilimsel olarak sözleri bağlarken kadınların beyin nöronal bağlantıları erkeklere göre çok daha yüksektir. Bunu östrojen ile sağlarlar. Östrojen bir mucizedir. Onun sayesinde bebek dünyaya gelir. Kadınları kanserden hastalıklardan koruduğu gibi kadınların beyninde erkeklerden daha çok sinaptik bağlantı olmasının da sebebidir. Bu kadınların daha grift daha derin ve ayrıntıcı olmasının da nedenidir.

Bunu daha da bilimsel yapalım matematik ile anlatalım eğer dört haneli bir şifrede kombinasyon 1000 ise altı haneli bir şifrede kombinasyon 10000 dir. Anlaşılmıştır umarım.

Bir kadının neden hoşlandığını bilmek onu iyi tanımaktan ve sevmekten geçer. İsterse kadın anayasası yazılsın, isterse raflarda kadın erkek farkını anlatan kitaplardan geçilmesin, sorun kadında değil, sorun kadını anlayacak, ona değer verecek ve yanında isteyecek olan “adam” gibi sevmesini bilecek erkekte. “Adam” gibi sevmezse adam değil odun olur. Kadınla farkı da bu olur.

Taşkın Sarıkaya

21:17  04/10/2015

Düzenleme 22:44 02/05/2020

Yorum bırakın