Casablanca Bir Daha Çal Sam (Play it Sam)

“Bir daha çal Sam, eski günlerin hatırı için, Onu çal Sam. Play it “As time goes by.”

Aşk sadece Türkçe’de olab bir sözdür. Sevgi yani love ise her dilde aynı manaya gelse de farklı dillerde aynı tutku, aynı çekicilikte ve aynı yoğunlukta yaşanmaz.

Buenos Aires’de Tango ile konuşurken aşk sözleri, Anadolu’da kara sevda adını almış yakılan türkülerde. Bizi biz yapan Anadolu’yu da aşk ile harmanlamış. Tekfurun kızına aşık olan Kayı Beyinden, destanlar yazılan Truva’ya kadar her şeyin özünde aşk var. Aşka öyle büyük anlam yüklenmiş ki bir insanı ancak aşk deli eder denmiş güzel dilimizde ve dağlara düşenlere kara sevdaya tutuldu ondan bu hale geldi demişler.

Romeo ve Juliet’in ünlü yazarı Shakespeare; Aşk bir deliliktir diye söylemiş ve eklemiş “sevecek olan ilk bakışta sever” demiş! Doğdu da söylemiş.

Dünya yine bugünlerde ki gibi zor ve kötü günler geçirdiği birinci dünya savaşından geçerken yıl 1942 de çekilen, adı bizim dilimizde aşk onların dilinde love denilen duygu savaşın bile arasına girmişti. Hatta savaşın en zor günlerinde bile unutulmayan aşk üstüne bir daha çekilemeyecek kadar anlamlı bir film gelmiş dünyaya.

Bizlere, sevgi bencillik değildir. Sevgi aynı zamanda sevdiğinin de iyiliği bir mutluluktur demiştir. Sevebilmeyi bu kadar iyi anlatan Casablanca savaşın, kötülüğün, panzehirinin sevgi olduğunu ne güzel anlatmış tamda en çok sevgiye ihtiyacın olduğu o savaş yıllarında.

Sevgi ve aşk tam manasıyla büyük bir cesarettir. Sevgi, güçlü olabilmek ve sevginin gücüyle ayakta kalabilmektir aynı zamanda. Aşk sevgisiz öksüzdür. Sevgi aşksız renkleri daha soluk görmek gibidir.

Savaş bir yıkımdır. Sevdiklerimizi bir daha görebilmenin bile umutlarımız arasında ilk sırayı aldığı günler savaşlar, doğal afetlerden sonra enkaz altında kalan duyguları da sevgi kurtarır. Sevgi tüm hastalıkların ilk tercih edilen ilacı olmalıdır. Onun içindir ki en kötü zamanlardan bizleri çekip çıkartan sevginin meyveleri çocuklarda en zor zamanlarda hep umudu ve kısmetini de beraberinde getirir.

Şimdi gelelim; Ünlü Rick (Humphrey Bogart) ve Ilsa (Ingrid Bergman) ve Sam’e (Dooley Wilson)

1942 yapımı ünlü Casablanca filminin üstünden 70 yıl geçmiş ve Aşk 70 yıl öncede aşk gibi aşktı, biz göremesekte 70 yıl sonrada şarkıları aşık iken farklı dinleyen, bazen adında bir mevsim, bazen adında bir şehir olan sıcak hikayeleri anlattığı bir filmi sevdiğimizle izlediğimizde içimizin ve elini sıkıca tuttuğumuz için sevdiğimizin ellerimizin sıcacık dışarıya çıktığımız filmlerle yaşayacağız, aşk bazen sessizleştirecek bizi bazen gürültülü yapacak bizi ama biliyorum ki, sonbahar ve ya kış ya da ilkbahar tabi ki yaz sıcağından daha sıcak yaşanacak ve bir ikizler terazi ile bir aslan yay ile hiç anlaşamayız biz diyen başak ile yay daha ilk bakışta aşık olacak.

Aşk bir başlı başına hikayedir zaten, bazıları iyi anlatır bazıları iyi yaşatır, “Bir kez daha çal Sam, eski günlerin hatırına” bu aşk hikayesini bir film ile sadece aşk filmi değil hiç unutulmayacak bir şehri de yaratan Casablanca filmine ve filmin aşk replikleri eşliğinde (Play it again Sam) aşk şarkısı ”As Time Goes By” ile aşkı anlatmak aşkı dinlemek istedim.

Ünlü replikleriyle ve o harika şarkı sözüyle bir kez daha o anı yaşamaya ne dersiniz?

Ingrid Bergman’ın (Ilsa) rol arkadaşı Dooley Wilson’a (Sam)

Ilsa:  Play it once, Sam. For old times’ sake.    (Ilsa: Birkez daha çal Sam. Eski günlerin hatırına)

Sam: I don’t know what you mean, Miss Ilsa.  (Sam: Ne dediğinizi anlamadım Miss Ilsa)

Ilsa:  Play it, Sam. Play “As Time Goes By.”     (Ilsa: Çal Sam. Çal zaman geçtikçe)

Sam: Oh, I can’t remember it, Miss Ilsa. I’m a little rusty on it. (Sam: O Miss Ilsa onu hatırlamıyorum, çok eskide kaldı)

Ilsa:  I’ll hum it for you. Da-dy-da-dy-da-dum, da-dy-da-dee-da-dum… (Ilsa: Ben senin için mırıldanırım)

Ilsa:  Sing it, Sam. (Ilsa: Söyle Sam)

Rick: You know what I want to hear.  (Rick: Ne Duymak istediğimi biliyorsun)

Sam: No, I don’t.  (Sam: Hayır, bilmiyorum)

Rick: You played it for her, you can play it for me!  (Rick: O’nun için çaldın, Benim için de çal!)

Rick “Bütün dünyada, tüm kentlerdeki tüm barlar arasında, o benimkine geldi.”

Ilsa: Benden nefret mi ediyorsun?

Rick: Seni düşünecek vaktim olsaydı inan senden nefret ederdim.

Ilsa: Sana iki kelimelik, sonunu bilmediğim bir hikaye anlatayım mı?

Rick: Evet

Ilsa: Seni seviyorum

Ilsa: derki  “Öp beni, bu bütün soruların cevabı olur.”

you must remember this

a kiss is still a kiss, a sigh is just a sigh
the fundamental things apply
as time goes by

and when two lovers woo
they still say, “i love you”
on that you can rely
no matter what the future brings
as time goes by

moonlight and love songs
never out of date
hearts full of passion
jealousy and hate
woman needs man
and man must have his mate
that no one can deny
well, it’s still teh same old story
a fight for love and glory
a case of do or die
the world will always welcome lovers
as time goes by
oh yes, the world will always welcome lovers
as time goes by

Zaman Geçtikçe

bunu unutmamalısın
bir öpücük, hala bir öpücüktür,
bir iç çekiş, hala bir iç çekiştir
temel kurallar geçerlidir
zaman geçtikçe

iki sevgili kur yaparken
hala seni seviyorum derler
buna güvenebilirsin
gelecek ne getirirse getirsin.
zaman geçtikçe.

Ay ışığı ve aşk şarkıları asla modası geçmeyecek ruhu sarıp sarmalayacak kıyafet gibidir. Aşk ve sevgiyle dolu kalpler, hasret, özlem, kıskançlık, nefret ve tabi ki kadının erkeğe ve erkeğin kadına ihtiyacını son bulduracak en güzel yolda aşktır. Dünya var oldukça hiç bitmeyecek bir ihtiyaçtır aşk. Onun içindir ki ruhun gıdasına kısaca aşk denir.

Aşk ve sevgi insandan üstündür ve sadece insan da sevmez. Aşkın ve sevebilmenin, dini, milliyeti ve yaşı yoktur bu yüzden sevmeyi deneyelim hiç olmazsa kalbimizin bırakalım kolu uzansın, eli diğer kalbe dokunsun.  Aşkın teskin edemediği hiç bir ağrı yoktur ve ruha en iyi gelen şey sıcak hatta kaynar bir sevgidir.

Ve zaman geçtikçe.

Dr. Taşkın Sarıkaya

Casablanca Bir Daha Çal Sam (Play it Sam)” üzerine 4 yorum

  1. taskın bey selamlar

    suphesız her ıkı cınsınde bırbırlerıne ıhtayacı var neden ınsanların aska bakısı degıstı merak edıyorum nıye sevgıler hoyratca yasanır hale geldı ne zaman kaybettık sevgıyı ozluyorum fılmlerdekı askı soruyorum var mı gıderek umıtsızlesıyorum korkarak yınede ıcınmde yasattıklarım var galıba onlara sahıp cıkmak lazım

    Beğen

    1. Teşekkürler Selma Hanım, sevgiler ucuzlamadı sadece insanlar sevgiyi yaşanır değil yenir tüketilen bir şeye dönüştürdü bunun yeniden yeni sevmeyi öğrenenlere doğru olanı hiç çekinmeden alur mu demeden büyükleri öğretmeli aynı el yıkama ve diş fırçalama gibi.. Teşekkür ederim.

      Beğen

  2. Entropik beyin araştırmasında İngilizce literatür arasında dolaşırken acaba Türkçe yazılar da paylaşılmış mıdır diye sörf ederken gözlerim ve bilgisayarım arasında, ilgili yazınızı biraz hızlı geçip 🙂 sağda yer alan akış yazılarınızdan derhal titreştiğim Casablanca’yı buldum. Ne güzel! Filmdeki kısa sekansında videonun, naftalinli eski zamanların küçük yaşlarımda hayatın da siyah beyaz olduğunu düşünen naif günlerimden gelen o meşhur ezgisiyle buluşmak bana iyi geldi. ‘Çal, biraz daha çal’ sözleri sanki dışarıdan içeriye doğru gelen bir iyileşme çağrısı ve izni idi esas kadının Sam’e doğru yönelttiği. Zamanın diğer izlerinde görüşmek üzere..

    Beğen

    1. Çocukluğumuz siyah, beyaz filmler bana San Francisco sokaklarını hatırlattı ve hayallerimi. Varlığını bilerek ve kalbindekini bilerek yaşamak umudu dahası sebeptir yaşamak için. Onun içindir ki ”Çal bir daha çal Sam. Eski günlerin hatırına çal Sam” diyor Eski günlerin hatırını bile yaşamak güzeldir. Teşekkür Ederim Betül Hanım katkınız için.

      Liked by 1 kişi

Yorum bırakın