Mutluluk

“Varlıklı ailede doğanlar ve her dileği yerine getirilenler hayattaki gerçek mutluluğu bilemez. Ancak birkaç kırılgan tahta üstünde okyanusun fırtınalı sularına atılanların güzel havanın kıymetini anlayabileceği gibi dedi’’ Emanuelle, Monte Christo Kontu.

Mutluluk nedir? mutluluk sadece kişinin kendi mutluluğu mu, yoksa karşısındakinin de mutlu olması mıdır? Cevabı kişinin karekteri ve kişiliğine göre değişir ama değişmeyen bir şey varsa oda içinde sevgi olmayan “mutluluğun”, mutluluk olmadığıdır. Sevgi yaşamın her anı için büyük bir motivasyondur.

Mutlu olmak paha biçilemez bir duygudur ama her zaman da iyi hissetmek zorunda değiliz. Bazen de berbat hissetmek gerekir. Böyle durumlarda kimi biraz mesafe ister, kimi sarılacak birini.

Duygularımızın esiri değil, duygularımızın dostu olmalıyız. Hissettiğimiz her şey bizimdir ama sadece bize de ait değildir. Buna güzel örnek aşktır. Aşk aynı zamanda insanı savunmasız kılan bir araçtır.

Aşk çok özel bir duygudur ama aşkta bazen narsizm ile de karşılaşır insanlar. Narsizm bir kişiyi “mutlu” etmeye yönelik ama etrafındaki insanları acının kölesi yapan bir hastalıktır.

İşte o ego ve güç tutkusu kişilerin hayatında hep kavşak noktaları oluşturur. Jean De Le Fontaine ‘’kaderimizle sık sık kaderden kaçmak için gittiğimiz yolda karşılaşırız.” der.

Hayatımızdaki insanları tanıma ve anlama yolculuğunda unutmayalım ki her insan onu var edenlerin bir izdüşümdür. Ama olumsuzu dönüştürmek için her insan sevgiyle aşılanabilir ve değişmek illa insanın kimliğini kaybetmesi değildir.

Albert Einstein’da “Sorunları onları yaratırken kullandığımız aynı düşünceyle çözemeyiz.” demiştir ama sevgiyi ve güveni doğru yoldan giderek büyütebiliriz.

Bu hayatta bir canlıyı mutlaka ama karşılıksız sevin, bir bebeğin gülüşünü, bir çiçeğin yapraklarını sevin; bir kedinin veya bir köpeğin tüylerini tarayın ya da şefkatlice sarılın onlara. Yeterki bu hayatta bir canlıyı mutlaka sevin.

Sevgilerle,

Taşkın Sarıkaya

20:55 12/06/23

Yorum bırakın