Doğum

İnsan ilişkilerinde olduğu gibi doğanın da dilini anlamayıp, onunla konuşamadığımız zaman büyük acılar yaşandına şahitlik ediyoruz. Bugün ülkemizde yaşadığımız büyük felakette onlardan biri.

Yaşadığımız bu acı karşısında bir yandan kendimizi aciz hissederken bir yandan da gördüklerimiz karşısında kızgınlık, öfke, keder ve elem arasında gidip geliyoruz. Buna felaketi yaşayanların korkularını da ekleyelim.

Gördük ki biranda hayallerimiz bile önemsizleşti. Geleceğe dair planlarımızın o kadar da önemli olmadığını anladık. Biranda değişmedik; kaçamadık-savaşamadık sadece öylece donduk kaldık. Uzakta, sıcak evlerimizde bile ortada kaldığımızı gördük.

Henüz daha fark edilmeyen ama zamanla değişen insanlar, tutumlar, davranışlar ve kişilikler ortaya çıkacak. Aradan zaman geçip gelenler evlerine döndüğünde ve etraf sessizleştiğinde hayatta kalanlar için acının yerini yas alacak. Bir kez daha zamanın her şeyin ilacı olabilmesi için insanların yas tutmasına ve hissettiklerini tarif etmelerine de izin verilmeli. Yas tutulmalı ve bir süre sonra da yastan çıkılmalı.

Yeni bir hayatın, hayata gözlerini yeni açmış bir bebeğin habercisi olan lohusalığın tersi yas tutmanın da süresi 40 gündür ve ikisi de insanın kendisini iyileştirmesi için tanınan zamandır.

On yıllar boyu ruhsal izler bırakacak bir travma ve sonrası. İşte (TSSB) travma sonrası stres bozukluğu muhtemel ki çok insanı etkileyecek. Korku, öfke, gerçeklikten kopmaya meyilli, yabancılaşmış ve hiç olmadığı kadar agresif, uyum ve uyku sorunları yaşayan depresif insanları görürseniz yardım almaları gerektiğini de bilelim.

Kuzusunu kaybeden bir koyuna yavrusunun kokusunu sindirip, annesini kaybetmiş bir kuzuyu emzirten bir çoban gibi olamalıyız ama evladını kaybetmiş annelere evlat gibi olabilir, annesini kaybetmiş yavrulara da sevgiyi ve güveni verebilmeliyiz.

Galaksiler, yıldızların yaşadığı, öldüğü ve arkalarında yeni nesil yıldızlar ve gezegenler için yapı taşları bıraktığı yerlerdir. Bu bize bir insanın hayatını hatırlatmıyor mu?

Ya bizler evrende bir toz zerresi kadar olan bu dünyada sevgiyi ve vicdanımızı paylaşmazsak eğer neyi paylaşacağız ve dahası arkamızda neyi bırakacağız…

Taşkın Sarıkaya

24/02/23 14:37

Yorum bırakın